Ergenlerde Problemli Davranışlar

   Ergenlik bireylerin çocukluktan yetişkinliğe geçiş evresi olarak sosyal, zihinsel, duygusal değişim ve gelişimlerin olduğu hem birey hem ebeveynler için fırtınalı bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu geçiş döneminin zorluğunun ana kaynağı ergenin bu kendiyle ilgili değişimine uyum sağlamaya çalışması, kendi kimliğini bulma çabası, bağımsızlık ve bireyselleşme isteğidir. Bu yüzden bu dönem ergenler açısından problemli davranışlar geliştirebilmesi için riskli bir dönem olmaktadır.

   Problem davranışlar ergenin psikolojik anlamda iyi oluşunu, sosyal hayatını, aile ilişkilerini, akademik başarısını, kimlik kazanımı, benlik saygısını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu davranışlar aynı zamanda fiziki sağlığını da tehlikeye sokabilir. Sigara ve alkol kullanımı, erken yaşta cinsel ilişki, evden veya okuldan kaçma, sık sık kavgalara karışma, kendine veya başkalarına zarar verme, tehlikeli etkinliklere katılma problemli davranışlar olarak görülür. Bu davranışların oluşmasında genetik, çevresel ve kültürel birçok faktör bulunabilir.

   Özellikle erken çocukluk yaşantıları, ebeveyn tutumu, aile ve arkadaş ilişkileri ergenin bu dönemdeki bütün davranışlarını etkileyebilir. Bu dönemde ergen ne kadar ayrışmaya çalışmak istese gibi görünse de aslında ebeveynlerinin desteğine ve ona rehberlik etmelerine çok ihtiyaçları vardır. Aile içinde şiddet ve çatışmaların olması, ailenin ergen üzerinde otoriter ve baskılayıcı bir tutum göstermesi, duygusal veya fiziksel istismara maruz kalması, ya da ebeveynin çok zayıf denetiminin olması riskli davranışlara yönelmeyi arttırmaktadır. Psikolojik sağlamlılık düzeyleri güçlü olan ergenlerin yani olumsuzluklara rağmen sağlıklı şekilde gelişim gösteren ergenlerin ise daha az problemli davranış gösterdikleri öne sürülür. Ebeveynlerin bu dönemde çocuklarına karşı dikkatli davranmaları ve psikolojik sağlamlılıklarını desteklemeleri yetişkinlik döneminde bireyselleşmeleri ve sağlıklı bir kişilik örüntüsü göstermeleri açısından çok önemlidir.

Ergenlik doğal bir gelişim sürecidir!

   Ergenlik döneminde yukarıda bahsedildiği gibi arkadaşlık ilişkilerinde değişimler, bağımsızlık isteği, fikir ayrılıkları, karşı cinsle duygusal yakınlaşmalar, risk alma davranışları artar. Öncelikle ebeveynler ergenlik döneminin beraberinde getirdiği bu durumların doğal olduğunu bilmeli ve bu döneme uyum sağlamaya istekli olmalıdır. Çünkü sıcak ve destekleyici ilişkiler ergenin olumlu sosyal davranışlarının ve benlik saygısının artmasını sağlarken, baskılayıcı ilişkiler olumsuz davranışları arttırır. Araştırmalara göre aile içinde tartışmanın ve çatışmanın fazla olması ergenin risk alma davranışlarını arttırır.      Destekleyici ve uyumlu aile ilişkilerinde ise ergenler risk alma davranışlarından daha fazla kaçınır.   

Olumlu benlik saygısına destek olunmalı!

  Ergenlerde bu dönemlerde en çok görülen özelliklerden biri ergen benmerkezciliğidir.  Bu dönem ergenler herkesin kendisine odaklandığına, onunla ilgilendiğine inanırlar. ‘Benim her şeye gücüm yeter, bana bir şey olmaz’ düşüncelerine sahiptirler bu düşünceler de risk alma davranışlarını arttırabilir. Bütün bu süreçler ergenin benlik algısının etkilenmesine neden olur, benlik algısı bireylerin kendi hakkındaki değerlendirmeleridir. Benlik saygısı ise bireyin kendine biçtiği değerdir. Ergenin benlik saygısı düşükse nedenleri belirlenmeli, ebeveynler ergenin başarılarını becerilerini belirlemesinde ve sürdürmesinde destek olmalı ve ergeni olumlu şekilde pekiştirmelidir. Yetenekleri doğrultusunda sosyal etkinliklere katılmasını sağlayacak ortamlar düzenlemesine yardımcı olmalıdır.

Hep arkadaşlarıyla, yanlış arkadaşlıklar yapmasından korkuyorum!

    Ergenlikteki birey arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirmek ister, sosyal açıdan bir gruba ait hissetme isteği artar. Ebeveynler bu dönemdeki riskli davranışları azaltmak adına ergenin arkadaşlık ilişkilerini yönetmek ve denetlemek isteyebilir. Fakat akran ilişkilerini yasaklamak ve kısıtlamak yerine rehber ve destek olmak ergenin uyumlu sosyal davranışlarını arttırır. Yani ergenin arkadaşlıklarıyla ilgili beklentiler, anlamlar ve arkadaşlığın doğuracağı sonuçlar hakkında etkili, empatik ilişki kurmalı ve tercih edilen arkadaşlarla vakit geçirebilmesi için teşvik etmeli, destek olunmalıdır.

Ya yanlış şeyler yaparsa!

    Ebeveyn bu dönemde koruma içgüdüsüyle kontrolcü davranabilir. Fakat çocuğun bireyselleşmesini ve bağımsızlığını engelleyen psikolojik ihtiyaçlarıyla uyumlu olmayan suçlama, eleştirme gibi tepkiler göstermesi hem çocuğa hem de çocukla olan ilişkisine zarar verebilir. Bu yüzden böyle tepkiler yerine uygun görülen davranış ile ilgili açıkça beklentileri iletme, etkili konuşma, davranışları izleme ve tutarlı davranmak gerekir. Özellikle sınır koyma ve öğüt verme tarzında iletişim yerine empatik bir izleme hem çocuğun bireyselleşmesine yardımcı olur hem de ebeveyn arkadaşlık ilişkileri, kimlerle neler yapıyor hakkında daha fazla ve gerçekçi bilgilere sahip olur.

    Ayrıca ergende görülen davranış problemlerini aşmak, bu dönemi en az fırtınalı şekilde atlatabilmek için ergen çocuğunuzun psikolojik destek görmesini sağlayabilirsiniz. Terapi süreciyle öfke kontrolünü sağlama, empati kurma, etkili iletişim ve sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olunur. Dünyada ‘kendini en yalnız ve en acı çeken’ kişi olarak görebilen ergen kendisini size açmakta zorlanabilir bu yüzden bir uzmanla görüşmesi paylaşımını arttırmasına, psikolojik iyi oluşuna, özgüvenin gelişmesine destek olabilir.

 

M. Berk Karaoğlu

Uzman Klinik Psikolog-Aile Danışmanı

Özel Berk Karaoğlu Aile Danışma Merkezi


Geri
Tüm hakları saklıdır. © 2016 - 2024
izmirklinikpsikolog.com
eskişehir web tasarım