PANİK BOZUKLUK ve PSİKOTERAPİSİ

PANİK BOZUKLUK

Günümüzde çevrenizde ya da kendinizde panik bozukluk hastalığının belirtilerini görmeniz mümkün olabilir. Genellikle de bu belirtiler “panik hastalığım var”, “ben panik atak oldum” ya da “şu ortama girince panik atak oldum” şeklinde ifade edilir. Fakat yaygın bilinenin aksine “panik atağı” olarak adlandılan belirtiler, evrimsel olarak bireylerin “savaş ya da kaç” dürtüsüne verdikleri tepkilerdir ve yine bu tepkiler panik bozukluğa yol açabileceği gibi başka bir rahatsızlığın sebebi de olabilir ve bazı ufak detaylarla birbirlerinden ayrılmaktadırlar. Peki, gün içerisinde tanık olduğunuz “hiçbir şey yokken birden gelen atak tepkileri”, “belli bir ortama bağlı oluşan atak tepkileri” yani başka deyişle panik atağı belirleyicileri, panik bozukluk, agorafobili ve agorafobisiz panik bozukluk ve agorafobi nedir, nasıl karşımıza çıkar ve psikoterapisi için önerilen şeyler nelerdir hep birlikte bakalım.

“Bende Panik Atak Var!”

Gün içerisinde deneyimlediğiniz ya da çevrenizden duyduğunuz bu cümle size tanıdık gelmiş olabilir. Peki, nedir bu panik atağı? Kalbin çok hızlı attığı, çarpıntının olduğu, ürperme, ateş basması, nefesin kesilmesi, boğuluyormuş gibi olma duyumların hissedildiği, titreme, terleme veya sarsıntının yaşandığı, üşüme, göğüste ağrı, sıkışma, mide bulantısı, karın ağrısı, baş dönmesi gibi şikayetlerin olduğu görülebilir. Bunlara ek olarak vücutta karıncalanma, uyuşma duyumsaması, kişinin sersemlik yaşaması, bayılacak gibi hissetmesi, ayakta durmakta zorlanması, kendine yabancılaşma ya da gerçekdışı olma duyumu yaşaması olasıdır. Kişi, denetimi yitirme ya da “Çıldıracağım!” korkusu, ölüm korkusu gibi duygular da hissedebilir. Bahsedilen tüm bu belirtilerin en az dördünün hızlıca doruğa ulaştığı, birden yoğun bir korku ya da içsel sıkıntının bastırdığı bir durumdur panik atağı. Bir sebebi olsun ya da olmasın ortaya çıkan bu durum, kaygı bozukluğunda görülebileceği gibi ruhsal bozukluklarda, madde kullanım bozukluğunda ya da bir takım sağlık durumlarında (kalple, solunumla ilgili, mide-bağırsakla vb. ilgili) da görülebilir. Bu nedenle tek başına ruhsal bir bozukluk değildir. Hastalığın tanımlanmasında bir belirleyicidir kısaca, bir hastalık değildir.

O halde Panik Bozukluk Nedir?

Panik bozukluk genel anlamda anksiyete (kaygı) bozukluklarının bir çeşididir. Panik bozukluk görüldüğünde, genellikle panik atağı ile başlayan, sonrasında panik atağın tekrarlanacağı düşüncesiyle pekişen ve ataktan sonra oluşabilecek sonuçlarla (denetimi yitirme gibi) başa çıkamama konusunda yoğun kaygı duyulan bir durum söz konusudur. Aynı zamanda bu yoğun kaygı ve endişeden dolayı uyum bozukluğuna giden, günlük yaşantıyı değiştiren davranış değişiklikleri gösterme (spor yapmaktan kaçınma gibi) gibi özelliklerin olması da panik bozukluğunun belirleyicileridir. Araştırmalar gösteriyor ki panik bozukluk için başlangıç dönemi, ortalama olarak ergenliğin sonu ve 30'1u yaşların ilk yıllarıdır. Bir kişi sadece panik bozukluk yaşayabileceği gibi agorafobili panik bozukluk da yaşayabilir.

“Ben bu söylediklerini yaşıyorum ama sadece belirli yerlerde!”

Agorafobi ise, kalabalık ya da açık yerler gibi kaçabilmenin, dışarı çıkabilmenin zor olacağı veya imkansız olacağı korkusuyla bu tür alanlarda olmakla ilgili bir kaygıdır. Başka bir deyişle, agorafobik kişilerde genellikle eve bağlı hale gelme, evi hiç terk etmeme ya da sadece yanlarında biri olduğunda evden çıkabilme gibi davranışların eşlik ettiği, panik atağı yaşayacağını düşünerek, kişinin kalabalık tarafından özellikle de yardım edilmenin zor olduğunu düşündüğü yerlerden yoğun kaçınma isteğinin olmasıdır. Agorafobi, alkol veya madde kötüye kullanımına, depresyona, mesleki ve sosyal kısıtlamalara yol açabilir.

“Panik Bozukluğun Psikoterapisi Nasıl Olur? ”

Panik bozukluk, bir anksiyete (kaygı) bozukluğu olduğu için kaygı da bir duygu olması nedeniyle duygular üzerine daha çok bilişsel davranışçı terapi medotlarıyla çalışılır. Bilişsel davranışçı terapi, tetikleyici olay, düşünce, duygu ve davranış metodlarıyla çalışılan bir yöntemdir. Daha çok seanslarımızda kişi geldikten ve durum tanımlandıktan sonra detaylı kişilik terstleri ile klinik gözlem görüşmeleri sonrasında öncelikle bu tarz tetikleyici olaylar, düşünce ve duygular ele alınarak davranışlarda azaltma, sönme yöntemine gidilmektedir. Ancak bazı durumlar daha travmatik bir nedenle ortaya çıkmış olabilir. Bu noktalarda da geçmişe yönelik olarak çok fazla çözüme ulaştığını gördüğümüz EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing- Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) kullanılmaktadır. Bu teknikte, aynı bilişsel davranışçı terapide olduğu gibi geçmişteki olumsuz düşünceler, burada EMDR tekniği ile geçmişe gidilerek, olumsuz düşünceler değiştirilmekte, uygun duygu ve davranışların ortaya çıkması sağlanmaktadır. Ancak bunu tetikleyen aile boyutları veya bazı geçmişteki şemalarımız (geçmişteki davranış örüntülerimiz) varsa şema terapi ile destek verilmektedir. Diğer bir yandan, bu kaygılar uyku, iştah, işlevsellikte bozulma gibi birçok rahatsızlığa yol açıyorsa psikiyatrik yönlendirme de yapılabilmektedir. Fakat günümüz psikoloji literatüründe psikoterapi ile kaygı bozukluklarında çok fazla yol alınmaktadır. Lütfen destek almaktan çekinmeyiniz.

 

M.Berk KARAOĞLU

Psikolog-Aile Danışmanı-Cinsel Terapist

İZMİR TERAPİ VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK MERKEZİ

Görseller


Geri
Tüm hakları saklıdır. © 2016 - 2024
izmirklinikpsikolog.com
eskişehir web tasarım