PİAGET'İN BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMI

PİAGET'İN BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMI

İnsaların çevreden gelen uyaranları kendi düzeni, anlayışı ve algılayışı içinde açıklama ya da algılama yapamadığında organizmada bir dengesizlik durumu ortaya çıkmaktadır. Birey, bu dengesizliği ortadan kaldırmak ve uyaranı kendi için anlamlı hale getirmek için bir arayışa girer. Dengeyi yeniden kurmak için uğraşır. Dengeleme yapabilmek için daha önceden sahip olunan yaşantılar kullanılarak zihinsel işlemleme sürecine girilir. Bu işlemlerin sürekli tekrarlanması sonucu örgütlü davranış, bilgi ve ilişki kalıpları oluşur ve bunlara şema adı verilir. Şemalar tek başlarına anlamlı bir bütün olamazlar, bu nedenle diğer şemalar ile anlamlı bir koordinasyon halinde ve farklı parçalardan oluşurlar. Var olan dengenin bozulup yeniden kurulması ve bu işlemlerin tekrarlanmasıyla bilişsel gelişim oluşur.

Çevreye ait algıların sitemli ve tutarlı bir bütün haline gelmesi olan organizasyon ve dengeleme yapabilmek için var olan şemaların birbiriyle etkileşimi ve uyma çabası olan adaptasyonla dengenin bozulup tekrar düzene konmasına yardımcı olacak bilişsel işlemleme süreci gerçekleşir. Ardından dengeleme, özümleme ve uyum şeklinde iki türde çalışır. Özümleme, kişinin çevreden gelenleri, değiştirip seçerek bünyesine katmasını, uyum ise, kişinin yeni bilgileri eskileri ile dengelemek için, var olan yapıları değiştirme ya da ayarlama işlevini anlatır. Eğer birisi yeni bir bilgiyi var olan bilgilerle açıklıyorsa bu durumda onu özümlemeye çalışıyor demektir. Eğer bu kişi yeni bilgiyi var olan şemalarla açıklayamadıysa o halde zihnini duruma uydurmaya çalışacaktır ki bunun adı da uymadır.

PİAGET’E GÖRE BİLİŞSEL GELİŞİM EVRELERİ

  1. DUYU-HAREKET DÖNEMİ (0-2 YAŞ)

0-2 yaş çocuk için gelişimin en hızlı ilerlediği dönemlerden bir tanesidir. Bu dönemde çocuklar çevrelerini keşfetmeye, doğuştan getirdiği duyuşsal ve hareketsel yetenekleri kullanmaya ve basit tutma, emme gibi davranışların üzerine katarak giderek kompleksleşen yapıda ilerler. Bu dönemde çocuklarda mantıksal akıl yürütme görülmemekte, dolayısıyla işlem yetenekleri henüz oluşmamakla birlikte çocuğun bu dönemde gösterdiği emme ve yakalama refleksleri bilişsel gelişimin de temelini oluşturmaktadır. Duyu hareket dönemi yapısı ve özellikleri itibari ile altı ayrı evreye ayrılmaktadır.

  1. Evre (0-1 ay): Gelişimin temeli olan doğuştan getirilen emme refleksi ve bunu yeni bilgilerle uydurma gayreti özellikleri görülür.
  2. Evre (1-4 ay): Bebek vücudunu tanımaya yönelik etkinliklerde bulunan, ilk tekrar edilebilir döngüsel tepkilerini ortaya koyan davranışlara başlar. Bebeğin hareketleri herhangi bir amaca yönelik olmamakla birlikte yeni nesnelere ilgi duymaya başlar ve taklit tepkisi gösterir.
  3. Evre (4-10 ay): Etrafında olup biteni tanımaya ve anlamaya yönelik davranışlar göstermeye başlayan bebek, artık ilgisini kendi vücudundan başka nesnelere ve çevreye doğru aktarır. Hareketi sürdürme ihtiyacından kaynaklı rastlantı sonucu keşfettiği hareketleri yinelemeye başlar ve bu hareketleri merak, ilgi ve hoşa gitme nedeniyle yineleme isteği içerisinde yapar. Bu nedenle ikincil yineleme hareketleri olarak bilinir ve birincil yineleme hareketlerinden farklıdır. Örneğin, tanıdığı bir nesneyi basit motor hareketleriyle yakalar sonra bırakır. Ardından başka bir nesneyi de aynı şekilde tutup bırakarak çevreyi bilişsel işleme süreçlerine dahil edebilir. Bu evrede çocuk nesnenin kalıcılığını öğrenebilir ve gördüğü bir nesneyi görmediğinde o nesneyi aramaya yeltenebilir, iki yaşına doğru ise nesnenin iç temsilini Edinilen iç temsil kavram ve dil gelişiminin başlangıcını oluşturmaktadır.
  4. Evre (10-12 ay): Bu dönemde bebek, Piaget tarafından ilk zeka belirtisi olarak adlandırılan ikincil döngüsel hareketleri birbirine bağlamaya, düzen oluşturmaya ve amaçlı hareket etmeye başlar.
  5. Evre (12-18 ay): Bebek artık neden-sonuç ilişkisine dayalı üçüncül döngüsel tepkiler göstermeye başlayarak yeni davranışları ve olayları deneyimlemek için aktif ilgi gösterir.
  6. Evre (18-24 ay): Keşif davranışlarından sonra bebek yeni şeyler icat etmeye ve zihinsel birleştirmeler yoluyla araçlar üretmeye başlar. Daha önce edinilen içsel temsil artık zihinde bir kavram olarak canlanmaya doğru yol alır. Bu evre sembolik evreye geçiş aşamasıdır.

 

  1. İŞLEM ÖNCESİ DÖNEM (2-6 YAŞ)

Bu dönemde çocuk artık nesnelerin, olayların ve durumların sembolik anlamlarını zihinlerinde canlandırabilir. Ancak bu temsillerle işlem yapabilecek düzeye gelmemiştir. Örneğin, bir taş parçasını tabak ya da araba olarak düşünebilir. 2-4 yaş arasındaki çocuklar göremedikleri nesneler ya da kişiler hakkında onları temsil eden semboller geliştirebilirler.

Sembol yapısının gelişimi için en önemli kavramlardan biri dil gelişimidir ve temeli bilişsel gelişime dayanmaktadır dolayısıyla bu yaşlarda dil gelişimi oldukça hızlıdır. Bu dönemin başında ilk sözlü şemalar görülen çocuklarda birbirine benzer eylem ve deneylerin sözlü işaretler yoluyla aktarılması şeklinde görülür. Örneğin, gördüğü bir köpeğe “kuçu kuçu” dedikten sonra gördüğü köpeğe benzeyen hayvanlara da aynı şekilde tepki verir. Bu durum, duyu-hareket şemasıyla kavramsal şemaların sözlü olarak ilk defa oluştuğu anlamına gelmektedir.

Bu dönemde aynı zamanda doğadaki cansız nesnelere canlıymış gibi davranma olarak tanımlanan “animizm” sıkça görülür. Örneğin, çocuk oyun oynarken bebekleriyle konuşabilir ya da masaya çarptıktan sonra masaya vurulduğunda masanın da kendisi gibi gerçekten canının yandığını düşünür. Fakat bazı çocuklar sadece kımıldayan nesnelere yönelik canlılık ifadesi atfederler. Bunun nedeni ise çocukların neye göre bir canlıya ya da cansıza “canlı” dediklerini açıklayabilecek düzeyde olmamalarıdır. Kısaca tümdengelim ve tümevarım yöntemlerini kullanamazlar. Piaget, işlem terimini mantıksal düşünme olarak tanımlamaktadır. Bu dönemde çocuğun eylemleri düşüncelere dayalıdır fakat belli bir mantıksal düşünceden de yoksundur. Bu nedenle bu dönem “işlem öncesi” olarak adlandırılır.

Aynı zamanda tek yönlü akıl yürütmeler nedeniyle bu dönemde çocuk, dikkatini birden fazla olay, nesne ya da özellik üzerine toplayamaz. Dolayısıyla herhangi bir nesnenin şekli değişse bile aynı nesne olduğu anlamına gelen “korunum” yasasını kavramakta güçlük çekerler. Örneğin, bir bardak suyu bir sürahiye döktüğümüzde ikisinin aynı su olduğunu anlayamaz.  Nesne büyüklük, renk, biçim gibi özelliklerinin çok yönlü sınıflandırılması, nesne kalıcılığı oluştuktan sonra oluşmaya başlar. Benmerkezcilik, görünen ile olan arasında yaşanan karışıklık ve mantıksal olmayan akıl yürütmeler çocuğun tek yönlü düşünmesini oluşturan ögelerdir. Benmerkezcilik kavramı, çocuğun kendi bakış açısıyla diğerlerinin bakış açısını ayırt edememesini anlatır. Herkesin nesnelerin görünüşlerini kendi görüş açısıyla gördüğünü zanneder. Benmerkezciliğin gözlemlendiği en iyi örnek çocuktaki dil gelişimiyle birlikte artan monologların olmasıdır.

 Mantıksal olmayan akıl yürütmenin bir özelliği geneli göz önüne almayarak tekili çıkarsamasıdır. Başka bir ifadeyle çocuk genelden özele ya da özelden genele mantıksal akıl yürütür fakat genel önermeleri, kanıtları kabul etmez. Mantıksal akıl yürütmenin diğer özelliği ise çocuğun istediği şeye ulaşmak için gerçekleri bu doğrultuda değiştirmesidir. Ayrıntıları dikkate almadan ilişkisiz nesneler, durumlar ya da fikirler arasında bağlantı kurabilmelerini anlatan “bütünleştirme” özelliğiyle çocuklar detayları göz ardı ederek her şeyi her şeye bağlamaya karşı yoğun bir eğilim gösterirler. Örneğin, önlük takıldığında yemek yiyen bir çocuk, önlük taktığı için yemek yediğini düşünebilir. Başka bir örnekte de yemek yerken komşunun geldiğini gören çocuk diğer yemek yiyişinde de komşunun geleceğini düşünebilir. Kısaca yaptığı varsayımlar arasında mantıklı bir bağdan ziyade, bitiştirme vardır. Bu nedenle çocuğun resimleri bütünlükten yoksun, dağınık ve kopuk gibi görülebilir. Çünkü aralarındaki ilişki bağını kendi de tanımlayamamaktadır.

 

  1. SOMUT İŞLEMLER DÖNEMİ (7-11 YAŞ)

Bu dönemde gerçek zihinsel faaliyetlere geçiş ve sadece algılara yönelik değil mantıksal akıl yürütmeye dayalı sonuçlar çıkarmaya başlar. Daha önceleri çelişkili sonuçlar elde eden çocuklar bu dönemle birlikte bazı soruların yanıtlarını mantık çerçevesinde yanıtlayabilir. Örneğin, çocuk için bir hayvanın bıyıkları uzunsa ya kedidir ya fare, fakat hayvanın uzun kulakları varsa köpektir. "Peki, hayvanın hem uzun bıyıkları hem de kulakları varsa?" Sorusuna mantıksal çıkarım ile 7-8 yaşından sonra yanıt vermeye başlayabilir. Kısaca 7-8 yaşından sonra sözel çelişkilerden kurtulmaya başlayabilir.

Mantıksal çarpıtma, hareketlerin özelliklerle olan ilişkisinden doğan yapıyı açıklaması demektir ve çocuklar 10-11 yaşlarına kadar mantıksal çarpıtmayı tam anlamıyla düzenli bir şekilde kullanamazlar. Bunun yanında içsel derinlikli düşünme bu dönemde yoktur. Dolayısıyla soyut kavramları anlayamaz ya da açıklayamaz. Örneğin, bir Tanrı’nın varlığını mantıksal akıl yürütmelerle ya da sosyal öğrenmeyle bilebilir ama bunun bilincinde olarak durumu tam anlamıyla anlayamaz ve açıklayamaz. Bu dönemde çocukların kazandığı bir diğer özellik korunumun yani değişmezliğin anlaşılmasıdır. Bu durum, kişisel bakış açısından çıkarak bütün bakış açılarıyla bakabilmek ve mantıksal tümdengelimin yerleşebileceği bir varsayım dünyasına inanmakla gerçekleşir.

  1. SOYUT İŞLEMLER DÖNEMİ (11 yaş ve üzeri)

Bu dönemde çocuk, düzenlemeleri semboller aracılığıyla zihninden yapabilir. Bir sorunu çözebilmek için çeşitli varsayımlar geliştirir ve bunları dener.  Soyut işlemler döneminde sembolleri zihninde canlandırabildiği için olasılıklar üzerine düşünebilir. Aynı zamanda bir önceki dönemde yarım kalan tümdengelim akıl yürütmesini de öğrenerek durumları ve olasılıkları akıl süzgecinden geçirmeyi öğrenebilir. Örneğin önceleri sadece tümevarımı kullanarak “Annem hayvanları seviyor babam da seviyor o zaman ben de sevmeliyim” gibi fikirler elde eden çocuk bu dönemin sonlarına doğru her iki akıl yürütme stratejisini de kullanabilir. Aynı zamanda geleceğe yönelik ve ideolojik sorunlarla ilgilenmeye başlar.

 

M.Berk KARAOĞLU

Psikolog-Aile Danışmanı-Cinsel Terapist

İZMİR TERAPİ VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK MERKEZİ

 

Görseller


Geri
Tüm hakları saklıdır. © 2016 - 2024
izmirklinikpsikolog.com
eskişehir web tasarım