LGBTİ Bireylere Yönelik Ayrımcılık ve Psikolojik Etkileri
Günümüzde LGBTİ bireylere yönelik ayrımcılık ve önyargı ciddi bir düzeyde devam etmektedir. LGBTİ bireyler ailede, toplumda, okullarda ve iş yerlerinde eşit olmayan muamelelere, sözlü hakaretlere, fiziksel şiddete hatta istismara maruz kalabilmektedir. Maruz kalınan bu durumlardan ve bu durumların LGBTİ bireyler üzerindeki psikolojik etkilerinden bahsedeceğiz. Bunlara geçmeden önce konumuzla ilgili tanım ve kavramlara değinelim.
LGBTİ; lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks kelimelerinin kısaltılmış halidir.
Cinsel yönelim, kişinin cinsel ve duygusal dürtülerinin hangi cinse yöneldiğini belirtir. Cinsel yönelimler üç farklı şekilde olabilir; heteroseksüellik, homoseksüellik (eşcinsellik) ve biseksüellik.
Heteroseksüel kişiler diğer cinsiyetten kişilere yönelik çekim hissederler.
Eşcinsellik, cinsel veya duygusal çekimin aynı cinsiyetten iki birey arasında gerçekleşmesini ifade eder. Eşcinsel kadınları tanımlamak için lezbiyen, eşcinsel erkekleri tanımlamak için gey terimleri kullanılmaktadır.
Biseksüellik ise kişinin hem kendi cinsiyetine hem de diğer cinsiyetten kişilere karşı duygusal veya cinsel yönelimini ifade eder.
Toplumsal cinsiyet, toplumun verdiği kadın ve erkek rolleri, kültür ve inançlar sistemi üzerine yapılandırılmıştır.
Cinsiyet kimliği ise kişinin kendini nasıl tanımladığını ve hangi cinsiyette hissettiğidir.
Cinsiyet kimliğinin, biyolojik cinsiyetiyle uyumlu olmayan kişilerin tümünü (genderqueer, transseksüel, travesti) trans kavramı içermektedir.
Interseksüellik hem kadın hem erkek cinsiyet özelliklerini içerir. Çift cinsiyetli olmayan bir kişi de içinde farklı cinsiyet özelliklerine sahip olabilir ve her iki cinse de çekim hissedebilir.
Homofobi eşcinselliğe ya da eşcinsellere karşı duyulan anlamsız korku, nefret ve önyargıdır.
LGBTİ Bireyler ve Aile
- LGBTİ bireyler için olumsuz tepkiler ve psikolojik baskı öncelikle ailede başlayabilir. Aileler çocuklarının cinsel yönelimlerini veya cinsiyet kimliklerini bir hastalık gibi görüp psikoterapi arayışı içine girebilirler. Homoseksüellik, biseksüellik veya transseksüellik bir hastalık değildir. Hastalık olmayan bir durum için psikoterapi arayışına girmek ve bireyler üzerinde bu baskıyı kurmak da bir şiddet örneğidir. Her aile cinsel yönelimlerin bir sağlık problemi ya da anormal bir durum olmadığı konusunda bilinçlenmelidir. Çünkü genellikle reddedilme ilk ailede başlar. Ailesinden gereken desteği alamayan birey dış dünyadaki ona yönelik tehdit ve baskılar karşısında dayanak bulamadığında bunun birçok olumsuz sonuçları olur. Madde bağımlılığı, depresyon, kaygı bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu veya intihar davranışı bu olumsuz sonuçlar arasında olabilir. Bilinçli ve desteklerini sürdüren ailelere sahip LGBTİ bireylerde de bu olumsuz durumlar görülebilir ancak ailedeki koşulsuz destek ve sevgi psikolojik sıkıntıları azaltabilir, bireyin gelişimini olumlu yönde etkileyebilir ve bireyi dış dünyaya hazırlayabilir.
LGBTİ Bireyler ve Eğitim Yaşamları
- Okullarda LGBTİ bireylere karşı yapılan ayrımcılık, dışlanma veya akran zorbalığı bireylerin akademik başarısını olumsuz yönde etkileyebilir. Bireyler diğer bireylerle sağlıklı ilişki kurmakta güçlük yaşayabilir. Hissedilen yoğun yalnızlık ve umutsuzluk hisleri bireyi içe kapanmaya ya da kendine zarar verici davranışlarda bulunmaya itebilir. Kendini tek başına hisseden birey yanlış ilişkiler kurabilir ve bunun sonucunda fiziksel ya da ruhsal zarar görebilir. Toplumdan soyutlanmak bireyin kendilik gelişimini sekteye uğratabilir ve benlik saygısını azaltabilir. Kendine saygı duymayan, kendini sevmeyen, mutsuz ve hayattan beklentisi olmayan birey depresyona girebilir, gerçek dünyadan kaçmak adına madde kötüye kullanımı başlayabilir ve uç noktada hissettiği duygular bireyi hayatına son verme düşüncesine itebilir.
LGBTİ Bireyler ve Meslek Yaşamları
- LGBTİ bireylerin karşılaştıkları ayrımcı tavırlar meslek hayatlarında da devam etmektedir. İş bulma sorunlarının yanı sıra çalıştıkları iş yerlerinde uğradıkları ayrımcılık ve önyargı içeren davranışlar yüksek düzeyde psikolojik sorunlara hatta sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Maruz kalınan davranışlar yüzünden iş doyumu azalabilir, işe devamsızlıklar artabilir ve her gün karşılaşacakları tutum ve tepkilerin stresi veya işten çıkarılma düşüncesi anksiyete bozukluklarına yol açabilir. Birey kaçınamayacağını düşündüğü her anlamsız öfke veya nefret davranışlarına yönelik yoğun bir kaygı hissedebilir ve bununla birlikte sürekli huzursuzluk, tedirginlik ve fiziksel etkiler yaşaması olasıdır.
LGBTİ Bireylere Yönelik Fiziksel Şiddet
- Cinsel istismar, fiziksel şiddet gibi travmatik olaylara uğrayan LGBTİ bireyler travma sonrası stres bozukluğu yaşayabilirler. Sürekli olarak olayın tekrarlanacağı korkusu, aniden gelen flashbacklar, kendine yabancılaşma, uyku bozuklukları gibi ruhsal bir çöküntüye sebep olabilecek olaylar ortaya çıkabilir. Madde bağımlılığını bu noktada da görmek olasıdır. Birey düşünmek istemediği, hatırlaması acı veren olaylardan kaçmak için madde kullanımı bir çözüm olarak görebilir.
LGBTİ Bireyler ve Yasal Süreçler
- Psikolojik sıkıntıya sebep olan bir diğer alan ise yasal süreçler olabilir. Günümüzde geçmişe göre LGBTİ bireylere yönelik destek ve toplumun bilinçlendirilme çabası giderek artmaya devam etse bile bazı ülkelerin aksine çoğu ülkede eşcinsel evlilikler yasal olarak mümkün değildir. Bunun dışında yasalar evlat edinmek isteyen LGBTİ bireylerin karşılarına engel olarak çıkabilmektedir.
Sadece cinsiyet kimliği diğerlerinden farklı olduğu için bunlar gibi birçok alanlarda ayrımcılığa uğrayan, olumsuz davranışlara maruz kalan, anlamsız bir korku, nefret ve ötekileştirmeyle karşılaşan bireyler üzerinde derin psikolojik sıkıntılar ortaya çıkabilmektedir. Bunlara ek olarak LGBTİ bireyler bahsettiğimiz olumsuz deneyimleri yaşamamak adına cinsiyet kimliklerini saklama zorunluluğu hissedebilirler. Olduğundan ve hissettiğinden farklı bir yaşam biçimi kimlik karmaşalarına, hayattan keyif almamaya ya da sağlıksız ikili ilişkilere yol açabilir ve bu karmaşalar bireyin yaşamının her anına yansıyabilir. Daha öncede belirttiğimiz gibi manevi destek bireyin yaşamı açısından çok büyük önem arz etmektedir. Ailede, çevrede ve toplumsal olarak bir bilincin oluşması ve destek düzeyinin artması ruhsal sıkıntıları azaltabilir ve psikolojik bozuklukların terapi sürecinde olumlu bir etki yaratabilir.
Son olarak toplumda standart bir norm olarak kabul görmeyen cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğine sahip bireylerin aileleri derin üzüntü yaşayabilmektedir ve bu gayet anlaşılabilirdir. Yeni yeni öğrenmeye başladığımız bu kavramlar ailelerde travmatik bir etki yaratabilmektedir, LGBTİ birey için bu da bir stres faktörüdür. Bu noktada ebeveynlerin bir ruh sağlığı uzmanından destek alması gerekmektedir. Öncelikle ebeveynlerin çocuklarının cinsel yönelim ve kimliklerini kabullenmesi, kabullendikten sonra da çocuklarıyla daha sağlıklı bir ilişki ve iletişim kurması önerilmektedir. Bu süreçten geçen LGBTİ bireylere verilecek psikolojik desteğin, maruz kaldıkları olumsuz yaşam olaylarının sonucunda ortaya çıkan depresyon, anksiyete ya da uyum problemleri gibi yukarıda bahsettiğimiz durumlarda kişilik gelişimini gözetmeye yönelik olması amaçlanmaktadır.
Uzman Klinik Psikolog M. Berk KARAOĞLU
Aile Danışmanı